Bu akşam beni ilk defa dörtlü görüşmeye çıkardılar .
Ekranı dörde bölmüşler birisinde öbür tutsak odasında cezasını çeken eşim ,bir diğer bölümünde kızım damadım ve torunum ,sonuncusunda ise dünürüm ve sevgili eşleri
Ne kadar utandım tarif edemem ;pejmürde bir kıyafet dağılmış saç sakal hasılı tam bir cami dilencisi
tek fark sadaka yerine özlem ve hasret dilenen bir pozisyonda görüntülenir olmak.
Ben bunlara hiç de alışık olmadığım için önce görünümümde Rütük tarafından istenmeyen bir durumum var mı diye aklımca saçlarımı , giysilerimi velhasıl etrafı düzeltme telaşına girince torunumun şen şakrak yerinde duramayan halleri ile kendime geliverdim dede bozma tutsaklığımızın resmini çekiyoruz diyerek bu muhteşem ama bence ızdırab dolu anı yok edilemez şekilde dijital belleklere kazıyıverdi.
Ben namı diğer Prenses in dedesi işte böyle istemediği bir şekilde kayıtlara girivermişti yani yenilerin deyimi ile pişti olmuştu
Kaderde bu şekilde olmak varmış diyerek kabullendim durumu ve onlarla konuşurken birden eskilere dalıverdim ,o yıllara yayılan buruk tadıyla şarap gibi yıllandıkça tadı artan yaşamım geçiverdi gözlerimin önünden gözümden bir film gibi ilk okul önlüğümle okul bitirme törenindeki Kurtuluş ilkokulu merdivenleri ve törenden sonra karnelerimizi aldıktan sonra Mustafa Altınok ile karnemizi kutladığımız o zamanların tek oturulabilecek yeri fotoğrafçı ... beyin yanındaki muhallebici ve ilk sevincim ..
İşte ilk diplomalarımızı almıştık artık bize bu yollarda durmadan ilerleyeceğimiz bir yol açılmıştı ve koşar adım başarılardan başarılara koşmalıydık.
Sonrasında sahne bu günlere gelince yine hayallerimden ayılıp güzel Prensesimin şen şakrak hayat dolu sesi ile kendime geliverdim ve gözlerimden dökülen yaşlarımı gizlemek için görüntülü telefondan bir an için kendimi uzaklaştırıverdim
T ek isteğim bana ne olursa olsun o sevgi dolu iki minik gözün bu canlılığını hep devam ettiriyor olması olacak .
devam edecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder