Uzunca denilebilecek bir yolda karşılıklı hareket eden araçlar yolun hesaplanabilecek bir yerinde karşılaştıklarında birbirlerine el sallayarak karşıt yöndeki hareketlerine devam ederler.
Bu kısa tanımlamayı biraz daha ileri götürerek ütopik bir boyuta taşıyalım .
Yeni bir tanımlama ile yolu hayatımız gibi düşünelim .
Doğduğumuzda yolun başındayız yaşımızın çok ilerleyen döneminde ise yolun mevki ve uzunluğu belli olmayan değişik bir konumundayız .
Bilinen tüm yazılı kuramlarda doğan canlıların belirli bir süreçte doğduğu ülke ırk din ve buna benzer sonradan belirlenen kavramlara aldırış etmeden yaşamlarını sürdürme çabaları .
Televizyonları izlerken bu konuları alın yazgısı ile açıklamanın ne derece doğru olduğunun düşüncesi beni bir açmaza sürükledi
Televizyonda görünen sevimli bir bebeğin gülümsemesi ve onu taşıyan yaşlının yüzündeki endişe
İşye yolun başındaki bir canlı ile sonundaki yaşlının ortak kesişen kaderleri
Bu yazgı denilen yolda televizyonda kaçakları kaçıran kişinin arsız anlatmaları sonunda bu insanları da bizlerin topluma kazandırdığımız gerçeği ile kendi yaşamım ve bizleri bu duruma getiren Anne ve Babamların İstiklal savaşındaki benzer muhacir ve zulümden kaçarken bizlere anlattıkları hikayelerle
büyümüş olan ben buna isyan etmeden duramadım
Savaş denilen olgu yöneticilerin hangi devletten olursa olsun televizyondaki kaçakçıların davranışından farklı değildir temel olan insanların yaşamının yüceliğidir
Biz ne yapalım ki bu olguyu değiştirebilecek bir çabayı herkese yayalım savaş sonucu nasıl bir yüce kavram olursa olsun aradan geçen bir kısa sürede olan bölgeyi onarılmaz bir cehenneme çevirir
Bunun sonucu ben savaş karşıtı bir görüşü savunuyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder