suya yazılan yazılar onları bilerek suya yazıyorum kayboluyorlar yeniden yazıyorum ....
ESTERINKISI
O' nun hikayesi
Ester senin fotoğrafına yorum yaptı: eskiler vardı sevdiklerim beni ben yapan şimdiki deyimi ile biriciklerim vardı, nereden aklıma estiyse yazmak gelmişti içimden
İçimdeki volkanı adeta göğüs kafesimi patlatırcasına fışkıran kabına sığamayan volkanı gizemi kalmayacak şekilde kendime kalıcı olarak yazmak istedim .
Yazdıklarım sayfaları defterleri klasörleri aşınca korkuya kapıldım unutmaktan yazdıklarımın içinde atladığım bölümleri unutmaktan çok korktum zira son zamanlarda başlamıştı bende olan bu değişiklik akşam yorgun düşüp uyuma belirtileri başlayınca korkuyordum kendimi zorluyor yaşadığım bu evrelerde hatırlamadığım nice şeylerin olduğu endişesine kapılıyordum ve çoğu kez onları anımsatacak ipuçları bulurum ümidi ile beynimin kıvrımları arasında iz sürmeye başlıyor yazdıklarıma ekleyecek yeni kanıtlar arama çabasına girerek yorgun düşüp uyuya kalıyordum.
Bu garip hallerim uzunca bir zaman aldı durulmadı fazlalaştı ben de beni sarmalayan girdaptan kurtulamayıp en derinlere en eskilere beni ben yapan belleğimin başlangıcına doğru yapılan bu yolculuğa bu imkansız yolculuğa çıkmaya karar verdim .
B u serüven başka bir şekilde de olur muydu yoksa bütün bu yaşananlar önceden hazırlanmış kurgulanmış ve de hadi oyna denilen bir görsel tiyatro mu idi ve ben benim için yazılan tek kişilik oyunu daha ne kadar zaman oynayabilecektim
Hatırladıklarımı yazdıkça sanki bunlardan daha fazlası vardı diyecek kadar kuşkulanır olmuştum unuttuklarım beni mahcup etmesinler diyerek özel teknikler bile geliştirdiğim oldu ;bunları sistematiğe bağlamıştım ve hatırlama seansları gibi arkadaşlarımı göz önüne getiriyor onlardan yola çıkarak yaşanmışlar içerisinde beni etkileyen iyi ve kötü anları tekrar yazarak acaba bunlar da yaşanmış da ben unuttum sorularına yanıtlar arıyordum.
Sonunda eski fotoğraflar arasında bulduğum bir tanesi beni yolun başlangıcına getirdi ve artık bu yoldan ayrılmadan bildiğim kaybolmayacağım bu yoldan kendimi çözümleme serüvenine olaylarla ve yaşanmışlarla yüzleşme seferine çıkmaya yani ONU anlatmaya
Belgeler yoktu şahitler yoktu sadece benim belleğimde silik olarak yazılmış belli başlı izler vardı bunlar ne derece durumu aydınlatabilecek ti bilemiyordum
Yukarıda özetlemeye çalıştığım durumumdan sonra anlatacağım bu garip serüveni hadi birlikte izleyelim sizler koltuklarınıza yaslanın ve bu garip öyküyü izlemeye başlayın oldu da nasıl oldu.
Güçlükler yakamı bir türlü bırakmadı , eşini kaybettikten sonra daha bir içine kapanık olmuştu torununun doğması ile birlikte bir nebze üzüntüsünü hafifletecek hiç olmaz işe ona babaannelik yaparken geçen zaman acılarına bir nebze olsun merhem olacaktı Çamlıktaki orman idaresine bakan iki katlı evin pencerelerinden bahçeye özlemle bakarken Tiredeki evinde yaşıyormuş gibi hissettiğini söylerdi benimle konuşurken ve ekseri oradaki komşularından Babamla geçirdikleri o güzel ve dingin yaşamdan söz ederken gözleri dolar bana hissettirmeden yaşlanan gözlerini benden kaçırmaya çalışırdı.
Onların evlilikleri de bir serüven gibiydi ,Babam kendi ailesi içinde yegane okumuş kişiydi ve ailenin en küçüğü olmasına rağmen aile adeta onu bir lider gibi bellemişti babasını yaşını bile bulmadan kaybetmiş ve hiç baba yüzü görmemenin eksikliğini iyi bir ailenin kuruluşunda gösterdiği özende ve yetiştiği öğretmen okulunun vermiş olduğu engin hayat tecrübesinde ve bu tecrübeyi hayatı boyunca ona rehber kılmasında bulmuştu.
Annemin onu hastalığı esnasında bana anlattıkları ile o kadar inceliklerine kadar inceleme fırsatım oldu ki adeta anlatılanlarla benim yaşadıklarımı harmanladığımda bu minik aileye mensup olduğum için ne kadar gurur duysam azdır .
Ben yaradılış itibari ile içe kapanık bir insanımdır düşüncelere dalmayı kendime zaman ayırmayı ve de çok ender olarak özelimden bahsetmeyi sevmeyen bir ruh yapım vardır eşim kızım ve beni tanıyan arkadaşlarım bu yönümü hiç bilmezler zira kendimden bahsetmeyi bilmem ve beceremem.
Çoğu zaman bana söyledikleri ve taktıkları ve yakıştırdıkları söylem ile benim bencil olduğumu adeta kendimden başkasını umursamadığımı bile söyleyecek kadar bazen ileri bile giderler ,bense hep bu yakıştırmalara munisçe güler geçerim .
Üzerime çokça geldiklerinde ise adeta kendimi kollarmış gibi yapmacık bir hiddet belirtisi yapıp olaylardan sıyrılıveririm ,yani sizlerin anlayacağı bukalemun gibi zora geldikçe kendime bir bahane uydurup eleştiri ve saldırılardan kaçıveririm.
Evlendikten sonra Annem bir müddet daha Çamlık da ki orman idaresinin karşısındaki evde oturdu ve o eve ait anılarını ve de torunuyla geçirdiği o güzel günlerini anlatırken onu dinlemek bana anlatılmaz bir zevk verirdi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder