29 Mart 2020 Pazar

İLKOKUL AŞKLARI

 

Karanlıkta beraberce yürüyorlardı, önce zor gelmişti yürürken anlatmak bir kahvede oturmayı teklif etti isteğine yanıt alamadı sonra bir müddet sesssizce yürüdüler ;biraz sessiz kaldı gözleri nemlenir gibi olmuştu konuşmak istiyordu tırnaklarını ısırır gibi yaptı üstünü düzeltti ayakkabilarına baktı birden
 dayanamadı hırçın vede öfkeli bir sesle bağırmaya başladı seviyordun, sevdiğini gönderdiğin mektuplarda anlatıyordun bende olmayan bir duyguyu yeşerttikten sonra neden neden neden
hiçbirşey olmamış gibi birden kayboluverdin .
Evlenmişsin çocukların olmuş mutlu bir hayatın olmuş kızını evlendirmişsin oğlun yurt dışında bir yabancı ile evlenmiş sonra karın ölmüş bunların hepsini biliyorum anlatmasanda şimdi niye bende artık küllenmiş olan bu duyguyu yeşertmek niye söyle söyle şakak  damarları şişmiş bir şekilde bağırıyordu
erkek suskun ve mahcup bir şekilde  yanında yürüyen bayanın sözlerine hiç aldırış etmeden gözlerini sabit bir noktaya dikerek yanındakinin adımlarına uyarak ve de başıyla sanki onları onaylayarak  ve başını aşağı yukarı sallayarak yürümeye çalışıyordu. 
Bu anlatılanları sonucun bu şekilde sonuçlanacağına hiçte ihtimal verememişti .
Buluşmanın daha da sakin geçeceğine ve işin bu şekle geleceğine zerrece inanmadığı için durdu ve geçmişi düşünerek durumu sorgulamaya başlarken eski günler gözünün önünden bir sinama gösterisi gibi geçiverdi .
Eskiyi anlaran o günleri tekrar yaşatan bir gösteride filmi birlikte seyrediyor zannetti birden kendini ama durum bambaşka bir yola evrilmişti hikayeyi anlatan şöyle anlatıyordu öyküyü 
Kasabadaki yaşamı ve orada geçen günler yıllar öncesinde kalmış olmasına karşın bu anlatımın ne derece kendi yaşamına benzediğini ürpererek ve kendine gelerek izlemeye başladı .
Anlatılan öyküyü kendinden başkasının bilmesi mümkün değildi ama anlatı birebir kendisi için anlatılıyor gibi hissetti ürperdi gözlerini kapadı kendini anlatılan hikayenin akışına bıraktı ve gözlerinde canlanan görüntülerden vücudunda oluşan değişiklere aldırmadan öyküye kendini bırakıverdi
Anlatıcı nelerden bahsediyordu ;sanki sorguya çekiliyormuş da itiraflarda bulunuyormuş gibi hissetti kendini ve birden gayri ihtiyari bağırmaya başladı bu tavrı yanında yürüyeni de  ürkütüverdi.
Durdu yanına baktı o da sanki anlatılanlardan etkilenmiş gibiydi .
Gerçekmiydi
Anlatıcı bunları nereden öğrenmiş  onun anlatımları aşağıda hikaye edildiği gibiydi.


Nokta nokta kasabasının bir dağ köyünde doğmuştu; köyde okul olmadığı için yakındaki nahiyenin yatılı okuluna vermişti ailesi oldukça akranlarına nazaran  oldukça iri görünüşlüydü sabahları kaldığı okul pansiyonunda mutat kahvaltısını yapar ve kendisi gibi iri bir bavulu andıran çantası ile okulumn yolunu tutardı

Uzun zaman almıştı okuma yazmayı sökmek hoş şimdi bile öyle iyi okuduğu söylenemezdi

İnadı sayesinde çift dikişler atarak orta öğrenimini bitirmeye muaffak olmuştu .

Onun gibi olmasa da yaşlı ufak bayan ilçenin oldukça varlıklı bir ailesinin çocuğuydu   
el bebek gül bebek büyümüştü.
 Ders aralarında sınıfın topacı onun ekseninde dönmeye başlardı onun bulunduğu topluluktan şen şakrak sesler eksik olmaz ve çoğunluk onla bir arada olmayı onunla oynamayı seçer ve günler hep bu şekil de devam ediyor ve değişmiyordu 
Yıllar sonra bu güzel ve gamsız günler bitip herkes yoluna koyulduğunda ;
aklına esmiş küçük arkadaşına mektup yazma cesaretinde bulunmuş ve bu teşebbüsü nedense karşılık ta bulmuştu .
Bir sömestr dönüşü yolları bir otobüste kesişti ve bir saatlik yolculuk sonunda mektuplaşmaya başlamışlardı yıllar sürdü bu yazışmalar onlarınkisi tam bir platonik aşk gibiydi
 Hayaller ve temenniler üzerine kurulan bir ilişkiydi sanki  ama gerçekten hayaller dolu bir şey olarak mı kalacaktı
Neden sonra bıçakla kesilmiş gibi kopmuştu mektuplaşmalar
Taki ortak arkadaşlarının erkeğin evlendiğini vede iki çocukları olduğunu söyleyene ve onun durumunu anlatana kadar sürdü ve bıçakla kesilmiş gibi sona ermişti mektuplar anlam verememişti bu duruma  ve
bu sanki erkeği tamamen bu ilişkiyi bitirdiği anlamına geliyordu  kanaatine kapılmasına yol açmıştı
Aradan yıllar geçti erkek yaşlandı bu ilişkiyi tamamen kafasından silmişti sanki iş güç yıllar olaylar ;
büyüyen bir iş serüveni oldu gazetelerde resminin ve başarılarnın geçmediği gün yok gibiydi  kızının  ve oğlunun düğün haberleri günler boyu konuşuldu taki o elim kazada eşini kaybedene kadar magazin sayfalarından hiç düşmedi .
Aradan geçen yıllar eşinin kaybı, işlerini de etkilemiş o eski imparatorluk yavaş yanvaş tökezlenmeye başlamış sonunda üzüntü ve içki hastalıklar derken yine başladığı ilk noktaya geri dönmüştü. Kızı ve Oğlu da kendi dertlerine düşünce aklına sığınacak bir liman arama hayali ile eski mektuplarındaki hayali aşkını aramak sevdası gelince işte bugünkü garip buluşma gerçekleşti ama bu onu daha da derin bir uçuruma yuvarladı. 
Bir silah sesi ve yerde yatan bir ceset gazetelerde büyük puntolarla manşetler yorumlar...
Öldüğünde küçük yaşlı vede üzgün biri arka sıralarda solgun bir yüzle elini yavaş hareketlerle önünden geçen tabuta sallıyarak mırıldanıyor kimsenin işitemiyeceği bir sesle boğuk boğuk güle güle beni sevdiğini gerçekten şimdi anladım.
 Bu olayı herkes kolayca unutuverdi .
 Okul arkadaşının platonik aşkına dayanamıyan kısa boylu bayan da gazetelere geçmiyecek bir öyküye nokta koyarak gözlerini kapadı 
Uyku ilacı aldığını söylüyorlardı yanında teker teker özenle saklanmış mektuplara damlamış gözyaşlarıyla okunamıyacak mektuplar bırakmıştı
bir tekinin sonu okunuyordu senin arkandan geliyorum bu sonuncunun tarihi ölüm tarihiyle aynıydı

Ali Müfit Çetingül


Hiç yorum yok: