12 Ekim 2020 Pazartesi

Ülker sokak sene 1967

Sirkeci deki salaş otelimde hayal kuruyorum benimde acaba başımı sokacak bir odam olur da ben o sınıflarını sular seller gibi geçen ben acaba o güzel günlere tekrar dönebilir miyim …. Hiç yılmadım ve inancımı hiç kaybetmedim ve bu sayede başıma gelen gelebilecek her türlü badirelerden her zaman bir yol bulup kurtulabildim . Hiç not tutamıyordum zira onları yapacak bir olanağım yani verilen dersleri yanıtlayabileceğim hatta çizim yapabileceğim bir masam bile yok Simit üç öğünüm oldu paramı kaybetmiyeyim diye Babamın anneme özenle diktirdiği fanilamın içerisindeki özel gözde sakladığım paramı her gece otel odasında çıkarıp sayarak bu miktarın beni daha ne kadar idare edeceğini hesaplamak en önemli dersler arasında idi … Bu arada bende her zaman var olan gözlemleme ve de zihnime kazıma denilecek özel merakım ile yeni arkadaşlarımı da sıralama ile hafızama yerleştirmeye özen gösteriyorum çoğu şimdi yoklar ebediyete intikal ettiler mi İsmail Bayram Çetin Tatar Metin Eşrefoğlu Tufan Aksüt... Ülker sokak … apartmanı İzmirli öğrenci yanında kalacak arkadaş arıyor ilanını gördüğümde kalbim duracak gibi olmuş tu ve ben dersi yarım bırakarak ilanın gösterdiği adrese bir yarış atı gibi koşmutum farkedemediğim benim gibi ilanı gören İranlı arkadaşım benden yaşça ve de görünüşcede büyük olan ismini şimdilik yazmayacağım ama not olarak iranda bakan düzeyine kadar yükselecek bir arkadaşım ama ben çocuksu bir hisle onu ekarte edebilmek için adeta depar atarak odayı paylaşacağım eve geldim ve söylenen her şartı kabul ederek salonu birlikte paylaşacağımız odayı 200 lira aylık bedelle tuttum ve de bana gönderilecek para bundan az olacağını bile bile Birsimit aldım ve bunu ikiye böldüm yarısını öğlen yarısını akşam yiyecek şekilde evdekilere müjde mektubunu yazmaya koyuldum rakamı yazmaktan korkuyordum ve Babamın konuşmaları ve öğütleri aklıma geldi Oğlum yalan söylemek en kötü bir yaşam biçimidir sen doğru olanı yap yaradan sana mutlaka bir yol gösterecek bir çözüm bulur İşte doğruyu yazmıştım ve okulun hemen önündeki P.T.T de üç gün sonra posta havalemin miktarını gördüğümde gözlerime inanamamıştım Babam tüm olanaklarını zorlayarak ve de tahminime göre borç alarak bana gerekli paramı fazlası ile göndermişti ve akabinde gönderdiği mektubunda odamın ihtiyacı olan karyola yatak ve diğer gereksinimlerinde trenle Sirkecideki tren anbarına buldukları bir dostları yardımı ile bırakılmıştı ve benim İstanbulda bir odam olmuştu... devam edecek

Hiç yorum yok: